Yıkıcı efsaneler: Hiperbarik oksijen kanseri tedavi edebilir mi?
Yıkıcı efsaneler: Hiperbarik oksijen kanseri tedavi edebilir mi?
veya oksijen, yaşamın önemli bir bileşenidir. Phoenix Hastanesi’nde girişimsel akciğer tıbbı direktörü Wissam Jaber, “Vücudumuzdaki her hücrenin hayatta kalmak için oksijene ihtiyacı var” diyor. “Oksijen tüketmek için yaratıldık.” Kanser hücrelerinin oksijenle ilişkisi biraz daha karmaşıktır ve bu keşif, oksijenin kanser için iyi mi yoksa kötü mü olduğu konusunda onlarca yıl süren araştırmalara yol açmıştır. Cevaplar henüz kesin değil, ancak bazıları, hiperbarik oksijen (HBO) dahil olmak üzere belirli oksijen terapilerinin kanseri tedavi edebileceğine dair asılsız iddiaları körüklemek için bilinmeyeni kullandı. Pek çok insan, umut arayan ve asla umut bulamayan kanser hastalarına umut vermek için mitleri kötüye kullandı. Her zaman işe yaramayan bir tedavi için paranı almak. Phoenix Hastanesi’nde girişimsel bir göğüs hastalıkları uzmanı olan Wissam Jaber, “Hiperbarik oksijen bunlardan biri” diyor.
Oksijenin rolü nedir?
Nefes aldığınızda, oksijen akciğerlere geçer ve vücuttaki hücreleri beslemek için kana gider. Kanser hücrelerinin de hayatta kalmak için oksijene ihtiyacı vardır, bu da tümörlerin vücudun kan kaynağına bağlanan yeni damarlar üretmesinin bir nedenidir, bu süreç anjiyogenez adı verilen bir süreçtir. Tümörler hızla geliştikçe oksijen kaynaklarını aşarlar, ancak şaşırtıcı bir şekilde bu, büyümelerini her zaman engellemez. Araştırmalar, bazı kanserlerin oksijen eksikliğinde gelişebildiğini ve tedaviye direnç gösterebildiğini, buna hipoksi adı verilen bir durum olduğunu gösteriyor.
Yani, eğer tümörler oksijensiz olduklarında geri teperse ve tedaviye direnç gösterirlerse, onları oksijenle doldurmanın ters etkisi olmaz mı? Etkili bir kanser tedavisi olarak lanse edilen hiperbarik oksijen tedavisinin arkasındaki teori budur. Araştırma böyle bir nihai sonucu desteklemiyor. Konsantre oksijeni kan dolaşımına itmek için yüksek basınç kullanan hiperbarik oksijen tedavisi, dekompresyon hastalığını tedavi etmek için on yıllardır kullanılmaktadır. “Bükmeler” olarak da bilinen bu durum, irtifa veya derinlikteki hızlı bir artış nedeniyle hava basıncı değiştiğinde ve kan dolaşımında nitrojen kabarcıklarının oluşmasına neden olduğunda ortaya çıkar. Bu kabarcıklar eklemlerde, genellikle omuzlarda, dizlerde, dirseklerde ve ayak bileklerinde toplanır ve ağrıya neden olur. Eğilmenin en yaygın nedenlerinden biri, derin deniz dalgıçları yüzeye çok hızlı çıktıklarında ortaya çıkar.
Hiperbarik oksijen araştırması
Hiperbarik oksijenin kanser tedavisi olarak kullanımı üzerine, çoğu zaman karışık veya kesin olmayan sonuçlarla birçok araştırma yapılmıştır. 2015 yılında, Boston bilim adamları, tümörleri oksijenle doldurmanın bazı tedavilerin daha iyi çalışmasına yardımcı olabileceğini bulan bir çalışma ile manşetlerde bulundular. Northeastern Üniversitesi araştırmacısı Michael Sitkowski, NBC News’e verdiği demeçte, “Tüm sorunların kökü tümörlerde oksijen eksikliği olduğundan, basit çözüm tümörlere daha fazla oksijen vermektir.” Ancak aynı makale, Amerikan Kanser Derneği’nden şu sözden alıntı yapıyor: “Mevcut bilimsel kanıtlar, oksijen salan kimyasalları insan vücuduna sokmanın kanseri tedavi etmede etkili olduğu iddialarını desteklemiyor.” Norveç’teki araştırmacılar tarafından 2012’de yapılan bir inceleme, yüksek basınçlı oksijenin bazı kanserlerin büyümesini yavaşlattığını, bazılarının ise yavaşlatmadığını gösterdi. Kitap daha fazla araştırma için çağrıda bulundu. İnceleme dedi ki:
Klinik deneyler, oksijen tedavisinin kanseri tedavi etme yeteneğini ve kanser cerrahisi ile diğer tedavilerin bazı yan etkilerini incelemeye devam ediyor. Ancak şimdilik Dr. Jaber, “Kanserde oksijenin terapötik bir rolü yok. Kanseri tedavi etmek için normalden daha yüksek oksijen konsantrasyonlarının kullanılmasının hastalığı ortadan kaldırdığı bilimsel olarak kanıtlanmadı” diyor.