Izgara et meme kanseri sağkalımını etkiler mi?
Izgara et meme kanseri sağkalımını etkiler mi?
Izgarada cızırdayan et veya kümes hayvanlarının sesi ağzınızı sulandırabilir. Zengin, dumanlı aroma, lezzetli ilk ısırığı beklerken duyularınızı doldurur. Taze et yemek kulağa lezzetli gelse de, yakın tarihli bir araştırma, meme kanserinden kurtulanların, potansiyel sağlık riskleri nedeniyle büyük miktarlarda ızgara, ızgara veya tütsülenmiş etlerden kaçınmak isteyebileceğini düşündürmektedir.
Ulusal Kanser Enstitüsü Dergisi’nde çevrimiçi olarak yayınlanan çalışma, ızgara et yemenin meme kanserinden kurtulanların ömrü üzerindeki etkisini araştıran türünün ilk örneğiydi. Araştırmacılar, 1996 ve 1997 yıllarında meme kanseri teşhisi konan Long Island, New York’tan 1.500’den fazla kadın üzerinde çalıştı ve ardından yaklaşık 20 yıl boyunca ilerlemelerini izledi. Değerlendirmelerin bir kısmı, teşhis öncesi ve sonrasında kadınların yedikleri ızgara ve tütsülenmiş et miktarının belgelenmesini içeriyordu.
DNA hasarı
Çalışma, kanser teşhisinden önce çok fazla ızgara, ızgara veya tütsülenmiş et yemenin kadınların hayatta kalma şansını yüzde 23 oranında azalttığını tahmin ediyor. Amerika Kanser Merkezlerinde bütünleştirici tıp başkan yardımcısı Caroline Lammersfeld, “Eti yüksek sıcaklıklarda pişirmek, DNA’da kansere yol açabilecek değişikliklere neden olabilen kanserojenleri serbest bırakır” diyor. ® (CTCA). “Et yüksek sıcaklıklarda pişirildiğinde kanserojen maddeler oluşabiliyor. İşlenmiş etler kanserojen olduğu bilinen bileşikler içeriyor. Özellikle et yağı ızgarada pişirildiğinde etrafa sıçrayabilir, alev ve duman oluşturarak kanserojen maddelerin yiyeceklerin üzerine sıçramasına neden olabilir.
Araştırmacılar özellikle sığır ve kuzu etinin zararlı olduğunu vurguladılar. Buna karşılık, teşhisten sonra kümes hayvanları ve balık tütsülenmiş kadınlar daha iyi hayatta kalma oranlarına sahipti. Araştırmacılar düzenli olarak ızgara ve tütsülenmiş et yemenin meme kanserinden kurtulanların sonuçları üzerinde uzun vadeli etkileri olabileceğini öne sürse de, doğrudan bir neden ve sonuç belirlemediler.
Yazarların belirttiği gibi, riskleri doğrulamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Bu etlerin yüksek oranda doymuş yağ içerebileceğini ve daha sonra kanserojen üretecek şekilde pişirilebileceğini hatırlamak önemlidir” diyor Lammersfeld.
Amerikan Kanser Derneği, Amerikan Klinik Onkoloji Derneği ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü, kanserden kurtulanları kırmızı eti azaltmaya çağırıyor. Lammersfeld, “Kanser teşhisi konulduktan sonra, kadınlar genellikle diyet açısından ne yapabileceklerini soruyorlar” diyor ve ekliyor: “Bence bu çalışma, kanser teşhisi konduktan sonra yediğiniz şeylerin genel sonucu etkileyebileceğini güçlendiriyor.”
Lammersfeld, ızgara ete birçok sağlıklı alternatif olduğunu söylüyor. “Sebze ve meyvelerin ızgarada pişirilmesi tehlikeli bileşiklerle sonuçlanmaz” diye açıklıyor. Mercimek, fasulye ve soya ürünleri de büyük bir protein kaynağıdır. Bu yiyeceklere aşina değilseniz, her hafta diyetinize bir vejeteryan yemeği eklemeyi deneyin ve oradan yukarı doğru çalışın.”
Sağlıklı pişirme ipuçları
Hala et ızgara yapmayı planlıyorsanız, Lammersfeld aşağıdaki ipuçlarını sunar:
- Pişirmeden önce eti çözdürün.
- İçeriden kısık ateşte pişirin, ardından ızgaraya koyun.
- Izgara işlemi sırasında oluşan kanserojen miktarını azaltmak için eti erken ıslatın.
- Küçük porsiyonlarda yağsız et kullanın.
- Pişirirken krepleri düzleştirmekten ve sık sık çevirmekten kaçının.
- Tüm etleri alüminyum folyo veya alüminyum folyo paketlerde pişirin.
- Yanmayı önlemek için mümkün olan en düşük sıcaklıkta ızgara yapın.
- Yemeğin yanmasını önleyemiyorsanız, kömürleşmiş kısımların etrafını yiyin.